İDAM UYGULAMASI GERİ GETİRİLİR Mİ?
Posted by: Unknown Posted date: 01:27 / comment : 0
İDAM
UYGULAMASI GERİ GETİRİLİR Mİ?
Türkiye’de 15 Temmuz
2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsünden sonra, 2004 tarihinde
Anayasamızda kaldırılan ve o tarihten beridir unutulup da şimdi en çok duyulan
kelimelerden birisidir idam. Peki Türkiye’deki anayasal ve yasal düzenlemeler
idam yani ölüm cezasının tekrar yasalaşmasına elverişli midir? Türkiye’nin
taraf olduğu Uluslararası sözleşmeler bu düzenlemenin getirilmesine engel olur
mu?
Türkiye’nin taraf
olduğu en önemli Uluslararası kuruluşlardan bir tanesi 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyidir. Türkiye’deki
yargılama ile ilgili en son başvuru yolu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM)
bu konseyin bir kuruluşudur. Bu Konsey ile düzenlenmiş en önemli sözleşme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AHİS) ve buna ek protokollerdir.
Yaşama hakkı, her ne kadar temel insan hakları
listesinde ilk sırada yer alıyor olsa da maalesef mutlak bir hak değildir. Bazı
şartlarda ve durumlarda devlete öldürme yetkisi tanınmıştır. Bu durumlardan
ilki ise AHİS’in Yaşam Hakkını düzenleyen 2. Maddesinin birinci fıkrasında
düzenlenen ölüm cezasıdır. Tabi ölüm cezası sözleşmeye eklenen 6. ve 13. protokoller ile tamamen önce
şartları zorlaştırılmış sonra da tamamen ortadan kaldırılmıştır. Türkiye de
sözleşmeye taraf olduğu için kendi yasal düzenlemesini bu sözleşme ve ek
protokolleri çerçevesinde yapmıştır.
AHİS’in Yaşam Hakkını düzenleyen 2. Maddesinin
birinci fıkra hükmü ölüm cezasını şu ifadelerle düzenlemiştir: “Kanunun ölüm cezası öngördüğü bir suç
nedeniyle bir mahkemenin verdiği ölüm cezasının infazı dışında, hiç kimse
yaşama hakkından kasten yoksun bırakılamaz.” Bu düzenlemenin 2. Dünya
savaşının hemen akabinde 1950’li yıllarda neredeyse bütün Avrupa ülkelerinde
ölüm cezasının uygulandığı bir tarihte yürürlüğe konulduğu unutulmamalıdır.
Düzenlemeden de anlaşıldığı
üzere üye devletlerin hukuk ile kurulmuş mahkemeleri vasıtasıyla verilen ölüm
cezalarının infazı yaşama hakkının ihlaline neden olmamaktadır. Ancak
belirttiğimiz üzere ölüm cezası ek protokollerle önce sınırlandırılmış ve sonra
tamamen yasaklanmıştır.
28 Nisan 1983'de Strasburg'da
imzalanan Ek 6. No’lu protokol, 1 Mart 1985'de
yürürlüğe girdi. Türkiye, protokolü 15 Ocak 2003'de imzaladı. TBMM, Protokol'ün
Uygun Bulunduğuna Dair Yasa tasarısını 26 Haziran 2003'de kabul etti.
4913 sayılı "11
Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa
Sözleşmesine Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No’lu Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun", 1 Temmuz 2003 tarihli
(Sayı: 25155) Resmi Gazetede yayımlandı.
Ölüm cezasının
sınırlandırılıp “ savaş ve yakın savaş
tehlikesi zamanında işlenmiş suçlar dışında ölüm cezası” verilemeyeceği
düzenlemiştir. Ek 6. Protokolün 2. Maddesindeki bu düzenlemeye göre sadece
savaş ve yakın savaş tehlikesi durumunda ölüm cezasının verilebileceği
düzenlenmiştir. Bu 2. Maddedeki ölüm cezasının ilk sınırlandırma halidir.
Ölüm cezasının tamamen
ortadan kaldırılıp yasaklandığı düzenleme ise Ek 13 No’lu Protokol ile sağlanmıştır.
Hayat hakkının,
demokratik toplumun temel değeri olduğunu ve ölüm cezasının kaldırılmasının, bu
hakkın korunması ve tüm insanların doğuştan gelen onurunun bütünüyle tanınması
için elzem olduğu inancıyla, 4 Kasım 1950'de Roma'da imzalanan İnsan
Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme tarafından garanti
altına alınan hayat hakkının korunmasının daha da güçlendirilmesi
isteğiyle, 28 Nisan 1983'te Strasbourg'da imzalanan Ölüm Cezasının
Kaldırılmasına ilişkin 6 No’lu Protokol'ün, savaş veya yakın savaş tehlikesi
zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezasını dışlamadığını
kaydederek, Ölüm cezasını tüm koşullarda ortadan kaldırmaya yönelik son
adımların atılması kararlılığıyla, 13
Nolu ek protokolü imzalamışlardır. Bu protokol 3 Mayıs 2002 tarihinde
imzalanmış ve 1 Temmuz 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
“
Yargısız infazları” yasaklayan 2. Maddenin, Ek 6 ve 13
No’lu protokollerle artık “ yargısal infazları” da yasakladığı söylenebilir.Ek
13 No’lu Protokolün 1. Maddesinde yer alan düzenleme artık hiçbir surette ölüm
cezasının verilemeyeceği düzenlemiştir. Bu protokolün 3. Maddesine göre hiçbir
surette üye devletlerin çekince koyamayacakları da ayrıca düzenlemiştir.
Ölüm cezasının
uygulanmaya devam edildiği tarihlerde, ölüm cezasına engel olmak için
sözleşmenin çeşitli maddelerine dayanılarak ölüm cezasının uygulanmasının önüne
geçilmeye çalışılmıştır.
Türkiye açısından ölüm
cezası konusunda en önemli başvuru Öcalan-Türkiye başvurusudur. Öcalan
Türkiye davasında ölüm cezasının 3. Madde çerçevesinde değerlendirmeyi kabul
görmeyip bu yöndeki başvuruyu reddetmiştir. Ancak Öcalan kararında, başvuru
tedbir talepli olarak yapıldığı için, dava sonuçlanıncaya kadar Öcalan hakkında
kesinleşmiş ölüm cezası uygulanmamıştır. Türkiye’de ölüm cezası da yasal olarak
mümkündü. Ama Türkiye o dönemde ölüm cezasını 13. Protokol gereğince kaldırmak
zorundaydı. 22 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5170 sayılı Kanunla ( 2004
Anayasa değişikliği), ölüm cezası her koşulda kaldırılmış, bu cezaya atıf yapan
bütün maddelerde değişiklik yapılmış ve tüm ölüm cezası ibareleri Anayasa’dan
çıkarılmıştır. Bu kapsamda 2004 yılında 8. Uyum Paketiyle ölüm cezasına ilişkin
tüm ibareler mevzuatımızdan temizlenmiştir.
Anayasamızın 17.
Maddesinde düzenlenmiş olan ölüm cezası 2004 tarihli değişiklik ile tamamen
Anayasamızdan çıkarılmıştır. Yine Anayasamızın 90. Maddesinde düzenlenen “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve
özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı
hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma
hükümleri esas alınır.” Hükmü gereğince AHİS’in öncelikli uygulanacağı
bilinmelidir.
Sonuç olarak,
Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası sözleşme ve ek protokolleri sayesinde
ölüm cezasının kaldırıldığı göz önüne alındığında, Türkiye’nin Avrupa
Konseyinden çıkmasıyla yeniden ölüm cezasının getirilebileceği kabul
edilebilir. Konseyden ayrılmakla beraber Türkiye’nin imzaladığı hiçbir sözleşme
ve ek protokollerinin Türkiye için hükmü kalmayacaktır. Ancak bu Türkiye için
çok büyük bir kayıp olacağı kanaatindeyim. Ayrıca çağ dışı olup, hiçbir şekilde
insanlık onuruyla bağdaşmayan ölüm cezasının günümüzde hala konuşuluyor
olmasının da insanlık ayıbı olarak görmekteyim.

About Unknown

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.
«
Next
This is the most recent post.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
POPÜLER KONULAR
-
AMERİKA’DA SİYAHİ TÜRKİYE’DE KÜRT Amerika’nın Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinden sonra oraya yerleşen Batılı ırklar yerleştik...
-
Asla anlamayacaklar Gülşahları anlamadıkları gibi Her zaman bilmiş davranacaklar Her zaman tek pencereden yargılanacaklar Her zaman tek...
-
Sokağa çıkma yasağında meydana gelen zararların tazmini nasıl gerçekleşecek? "Türkiye’de 'terörle mücadele' adı altında y...
-
PERVİN BULDAN VE KADIN Gerek siyasi partilerde sesleri kısılanlar, gerek iş yerinde, evlerinde, sokakta, mahallede, çarşıda erkeklerce ...
-
Kanun Hükmünde Kararname İle Görevden Alınmalara İlişkin Komisyon Kurulması Kanun Hükmünde Kararnameler ile şimdiye kadar binlerce ...
-
İDAM UYGULAMASI GERİ GETİRİLİR Mİ? Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsünden sonra, 2004 tarihinde Anayasam...
-
KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR Türkiye toplumu ya çözmek istemiyor ya da çözmesini bilmiyor. Bu cümle Türkiye’deki ...
-
3 KASIM 2002 GENEL SEÇİMLERİ ÇERÇEVESİNDE ; %10 SEÇİM BARAJININ HALKIN SİYASAL REJİME KATILIMINA VE SİYASİ İKTİDARIN MEŞRUİYETİNE ETKİSİ ...
-
En büyük hendeği açtılar Ne derinliği aşikar Ne de ufukta sonu .... Kazdıkları yol değildi Patlatılan da bomba El yapımı bir kıyımdı...
Labels
Hakkında
Latest
İDAM UYGULAMASI GERİ GETİRİLİR Mİ?
İDAM UYGULAMASI GERİ GETİRİLİR Mİ? Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsünden sonra, 2004 tarihinde Anayasamızda kaldırılan ve o tarihten beridir unutulup da şimdi en çok duyulan kelimelerden birisidir idam. Peki Türkiye’deki anayasal ve yasal düzenlemeler idam yani ölüm cezasının t...
Hiç yorum yok: